24 Aralık 2007 Pazartesi

Arizona Dram


“… biri size elmayla bisiklet arasındaki farkı söylerse nefes almanın ne anlamı kalır. Ama elmaya biner , bisikleti ısırırsam farkı o zaman anlarım.”

Yaşamda insanların gidiş yönleri , çizgileri , sözcüklerin onlarda çağrıştırdığı anlamlar ve beyinlerinde yer etmiş kavramlar… Ve sizin onlarla buluşma noktalarınız… Düşünürsüzünüz bazen aptalca : ben buradayım o da burada , ben bunu gördüm o da bunu görebiliyor , söyledim ve beni duydu. Ahhh!! bir ahmak gibi onunla aynı yoldasınız aynı yöne bakıyor sanırsınız. Hiç kimse o buluşma noktaları sahtekarlığına aldanmasın. Ve başlarken görmesin hiçbir şeyi .. ne demişler erkekler kadınına göre ayar verir. Kadın sadece sanrılarıyla yaşar onu. Çabalarsın, düşünürsün ve onun bedenine sahip olmak için bazen sen bile yalan söyleyebilirsin.


" Geriye boşluğum

Ölümden sonrasını yaşıyorum

Kartondan yapılmış bedenim

Ruhunu arıyor vücudum

Bir yerde senin hücrelerinim

Bir yerde geriye boşluğum”


Sarsılır temellerin, deneyince anlarsın bir bisikleti ısırdığını. Aklından şu şarkıyı geçirirsin : Sevgi anlaşmak değildir.. nedensiz de sevilir , bazen küçük bir an için ömür bile verilir…

Rüyalar kabusların olur , ruhumu sıkan şeyi bir unutsam diye düşünürsün. Bu kendini aldatış ve bütün bu çözümsüzlük hayatın ölüm anında bizden suyu esirgemesi gibi.

“ Eğer birinin ruhuna bakmak istiyorsan , önce rüyalarına bakmalısın. Bu senden daha büyük bir pislik içinde yüzenlere merhamet duymanı sağlar.”

Ve sonra haykırmak istersin ona tüm gücünle.

Gündelik bir- iki cümle konuşalım tatlı. Bilelim ki büyük kutsal şeyleri konuşmak bir oyalayıştır. Dolalım yeryüzündeki güneşle birbirimizin içine …

İnancın ve birlikteliğin ne varsa bu hayata dair seni bağlayan, hepsi alt üst olur. Anlamadı ve artık ummuyor ki türküme katılsın?
Korkup kaçıyor, O yüce yaratıcıdan . Nefsimi köreltip beni bağrına basmaya çalışıyor.O’nun vaatlerinin gerçek olamayacak kadar iyi olduğunu düşünüyor. Çünkü en büyük gerçeği kabul etmiyor. Bu yüzden ona korku salan, bağımlılık yaratan ve katılık yaratan dinlere sarılıyor. Sevgiye, güce ve anlayışa değil.

O zaman sev bu kanlı dinleri . Sana şiirle, hayat türkümle ne ekleyebilirim? Sen yitirmişsin eklem yerlerini. Bu sahte öğretinin içinde mücadeleyi amaç edin sen, bu savaşta zaferini gerçekleştir, korkuyla eş, inanan kalıplarla barış!

23 Aralık 2007 Pazar

que es una incognita




que es una incognita yani ben jokerim ama sadace ispanya' da bazı yerlerde domatesten bile kırmızı olurum evimde uzakdoğu sporlarıyla ilgilenirim insanlardan en çok istediğim şey onların ruhlarıdır. sıkılınca mum duruşu yaparım mantar yemeyi severim annem " aramıza dönsün diye" evde abuk sabuk geyikler yaparım çevremde çeyiz yapan kızlar varsa onlara elimden geldiğince yardım ederim osmanlıcada en çok " pestenkerane " kelimesini severim
ingilizcede de "probabl
y "
duraktaki camlardan kendime bakarken otobüsü kaçırdığım çok oldu
en sevdiğim kitap andersen' den masallar çizgi film ise "spidigonzales ve alice harikalar diyarında". karşı cinsin ilk karşısına bakarım , karşısında bir şey yoksa karşısına geçer kendime bakarım.. sizin alınız al, morunuz mor inandım . tanrınız büyük amenna; ama sizin adınız ne? benim dengemi bozmayınız. diyebilirim turgut uyar gibi.

Rüya

Kimseyi kimseye beklemek eriştirmeyecek.
Baktım ki bir varmış bir yokmuş eski günlerde.

Hayvani sanrılar görürdüm bilinçaltımdan fışkıran

ama kahramanı belli.

İçinde bir zerre de manevi aşk taşıdığındanmış.

Sanırım bunu Nietzche söylemişti.

Kendimi bulduğumda “ bırak içeri girsin”

diye bağırmam gerekir.

-doğa ananın isteğine göre-

ama ben içerdekiyle

-zaten varolanla-

sevişiyorum.

“İçinde bir zerre de şehvet taşıdığındanmış.”

Bunu da söyleyen benim.